CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, dün, Keşan İlçe Başkanlığı’nı ziyaret ederek, basın açıklaması düzenledi.

Gaytancıoğlu, ziyarette yeni seçilen İlçe Başkanı Recep Pekcan’ı ve yönetim kurulunu tebrik ederek, görevlerinde başarı diledi.

Saat 14.00 sıralarında başlayan toplantıya; Gaytancıoğlu ve Pekcan’ın yanı sıra; yönetim kurulu üyeleri, gençlik ve kadın kolları başkanları, bazı belediye meclis üyeleri katıldı.

Toplantıda ilk olarak, İlçe Başkanı Recep Pekcan söz aldı.

Pekcan: “Yardımların reklam haline gelmesi güzel durmuyor”

Keşan Belediyesi’nin bazı çalışmalarını eleştirerek, sözlerine başlayan Pekcan, “Yönetimimizin ilk basın toplantısını yapıyoruz. Başladığımız günden bugüne bir görev dağılımını gerçekleştirdik. Çalışmaya başladık. Önümüzdeki süreçte kuracağımız komisyonlarla çalışacağız. Geçtiğimiz süreçte bize ters gelen şeyler oldu. Yılbaşı gecesi belediyemiz yardımlarda bulundu. Yardım dediğimiz olayda, gizlilik esastır. Fakat, o gece belediyenin yaptığı yardımları poz vererek yapmış olması bizleri rahatsız etti. Yardım çok değerlidir. Ama bunun reklam haline gelmesi güzel durmuyor. Fotoğraflarda yardım alan insanların gözlerine baktığımda rahatsızlıklarını gördüm. Yardım yapılmalı ama bunun reklama dönüştürülmesi çok sempatik ve güzel durmuyor.” dedi.

“Camideki kahvaltı fotoğraflarının çekilerek servis edilmesini, dinin siyasete alet edilmesi olarak düşünüyorum”

Pazar günü bir camide düzenlenen kahvaltı hakkında da, konuşan Recep Pekcan sözlerini şöyle tamamladı: “Camiler, ibadet yerleridir, kutsal yerlerdir. Hepimizin koruması ve kollaması gereken yerlerdir. Buralarda yapılan birtakım şeylerin yine aynı mantıkla fotoğraflar çekilerek servis edilmesi, dinin siyasete alet edilmesi olarak düşünüyorum. Cami içinde yapılan bir kahvaltının ne kadar şık durduğu da tartışılması gereken bir diğer konudur! Bu adet haline gelirse çok da güzel olmaz. Bu durum dinin siyasete alet edilmesi ve kullanılması gibi geliyor. Bizim için kutsal olan İslam Dinini korumak hepimizin görevidir.”

Pekcan’ın ardından Gaytancıoğlu söz aldı.

Gaytancıoğlu: “Türkiye’de resmi işsizlik %13.8’dir”

Halkın gündeminin yoksulluk olduğunu hatırlatarak, sözlerine başlayan Okan Gaytancıoğlu, şunları söyledi: “Mecidiye Köyümüzü ziyaret ettik, tarım ve hayvancılıkla geçinen bölgemizin çeşitli sorunlarından birisi buzağı ve tahıl desteklerinin ödenmemesi. Aksaklıklar olmuş, köylülerle paylaştık. Kendilerine başarılar diliyorum. Çok zor bir dönemde görev aldılar. Önemli olan CHP’liliktir. Bu ülkenin taşında toprağında emeğimiz vardır. Bu alanlarda emeği olmayanlar, dini siyasete karıştırabilir. Kısa vadeli çıkarları için her türlü oy devşirmeden her şeyi yapabilirler ve sonrasında CHP’lilere ‘istemezük’ diyebilirler. Kendilerinin bilecekleri işlerdir ama yurttaşlarımız bu konuyu çok iyi bir şekilde değerlendirecektir. Halkın gündeminde ne Kanal İstanbul var, ne magazin var, ne de günübirlik dedikodular var. Halkın gündeminde işsizlik var, halkın gündeminde yoksulluk var, halkın gündeminde ödeyemediği doğalgaz ve elektrik faturası, gününde ödeyemediği bakkala borcu var, enflasyon var, hayat pahalılığı var. İktidar bunları görmezden gelerek, Türkiye’yi yeni yeni gündemlerle meşgul ediyor. Bunların üstünü örtmeye çalışıyor. Türkiye’de resmi işsizlik %13.8’dir. Bu Cumhuriyet Tarihi’nin en yüksek işsizlik rakamıdır. Bu gayri resmi olarak bakılında 8 milyona varıyor. Her üç üniversite mezunu gençten birisi şu an işsiz. Ciddi anlamda bir bunalım var, yapılan araştırmalar gençlerin ülkelerinde durmak istemediğini gösteriyor.”

“Fatma Aksal ile canlı yayında istedikleri yerde tartışmaya hazırız”

Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye son iki hafta asgari ücreti konuştu. Açlık sınırının 2 bin 200 liraya yaklaştığı bu dönemde asgari ücret en az 2 bin 500 liranın üstünde olmalıydı. Ama iktidar yoksulluğu sefaleti ve yoksulluğu devam ettirecek bir rakam açıklamayı uygun gördü. Asgari ücret çok komik bir rakamdır. Ve bu rakam iki ay sonra açlık sınırının altında kalacak bir rakamdır. Biz ise tam tersine bu ücretin yükselmesi gerektiğini söyledik. Çünkü insanlara gelir aktarırsanız, bu insanlar harcama yapar ve ekonominin çarkları dönmeye başlar. Şu anda Türkiye ekonomisinin çarkları dönmüyor. Dönmüş olsa üç kuruşluk buzağı destekleri ödenemez mi? Bu sabah resmi gazetede soğan ve patatese ihracat yasağının olduğunu gördük. Hani biz ihracatla büyüyecektik? İhracata dayalı büyüme ekonomisi yürütecektik? Yok! Türkiye’de üretimini planlayamayan bir iktidar var. Bir sürü üniversite açtık, bu mezun olan gençlerin nerelerde çalışacağının düşünülmesi gerekirdi. Biz bu mezun öğrencilerimize iş bulamıyoruz, istihdam yaratamıyoruz. Onları bunalıma sevk ediyoruz. Türkiye’nin gündeminde inanın bu var. Türkiye’nin gündeminde ödenmeyen kredi kartları var, sefalet var, açlık var. Ama iktidarın gündemine bakarsanız, Kanal İstanbul var. Kimse Kanal İstanbul’u konuşmuyor. Bilim buna karşı. Ve bu iktidarın temsilcisi, milletvekili bizleri her şeye karşı olarak aktarmış. Deprem uzmanları buna karşı, şehir planlamacıları karşı. Herkesin karşı olduğu bu projenin ne kadar yanlış olduğunu partimiz daha önce açıklamış. Direten iktidarın vekilini, sizlerin huzurunda, istediği yerde, istediği ortamda, canlı yayına davet ediyorum ve tartışalım. İstediği konularda tartışabiliriz. Kanal İstanbul ve Libya’ya asker gönderme konusunda kendisini canlı yayında tartışmaya davet ediyorum. CHP’nin görüşlerini eleştirmiş. Biz savaşarak bu toprakları elde ettik ama utanmadan iktidar partisi temsilcisi, Mustafa Kemal’in Libya’da mücadele ettiğini söylüyorlar. Şimdi neden asker gönderemeyeceğimizi soruyorlar. Atatürk’ün oralarda bulunduğunu söyleyenlere hatırlatırım, açsınlar okusunlar. O zamanlar Libya Çölleri kimin topraklarıydı? Osmanlı Devleti’nin topraklarıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun torunlarıyız ve o zaman Libya bizim topraklarımızdı. Tabii ki savunacağız. Biz Osmanlı İmparatorluğu’nun torunları olmaktan gurur duyuyoruz. Şimdi Libya devlet bile değil. Bilmeden lütfen konuşmasınlar. Bizim gençlerimiz Libya’da savaşacaklar. Kimin savaşı bu? Hangi kabile ile hangi kabilenin savaşı? Birleşmiş milletlerin onayı var mı? Birleşmiş milletlerin üyesiyiz. Destek verilecek hükümetin lideri hipermarkette alışveriş yaparken görüntülendi. Bazı şeyleri bilmeliler. CHP her şeye karşı çıkmaz. CHP ülkenin çıkarları söz konusuyken en ön sıralarda yerini alır. Nitekim biz Barış Pınarı Harekatı’na destek verdik. Çünkü terör örgütleri Türkiye’nin içine sızıyordu. ‘İnlerinde vurmak lazım’ dedik. Peki Libya’dan bize sızan bir terör örgütü mü var? Herhangi bir terör unsuru, topraklarımızı tehdit eden bir unsur mu var? Burada gençlerimizin körü körüne ölmesini istemiyoruz. Gençlerimizin çalışmasını ve üretmesini istiyoruz. Temelimizde yurtta barış dünyada barış vardır. Türkiye Cumhuriyeti ne oldu da birdenbire büyük bir yalnızlık içine girdi? Ne oldu da tüm komşularla sorunlu hale geldik? Ne oldu da ticaretlerimiz sona erdi. ‘Yurtta barış dünyada barış’ politikası terk edildi, başka ülkelerin iç işlerine karışır olduk. Sonunda ipler olduğunca koptu. Bunları görsünler ve buna göre CHP’ye laf söylesinler, bilmeden konuşmasınlar. Sayın Fatma Aksal ile canlı yayında istedikleri yerde, istedikleri ortamda görüşlerimizi paylaşmaya ve tartışmaya hazırız. Kendi parti binalarında bile olabilir. Kaçmıyoruz, çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti’ni suni gündemlerle meşgul etmek istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesi ciddi anlamda açık. 15 gün önce bütçe görüşmeleri bitti. 130 katrilyon lira bir açık söz konusu. Bunları görüşelim. Bunları konuşalım. Kendilerini davet ediyorum. Nereden karşılanacak bu açık? Vatandaşın vergileri belli. Ders alınmamış gibi üretim ekonomisine hala geçilmiyor. Hala betona dayalı ekonomi politikası uygulanıyor. Esnaf bitti, çiftçi bitti, işsizlik yükseldi, eğitim bitti. Hükümetin bir an önce ülkenin gerçek gündemi konuşmasını diliyoruz. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur biz el uzatmaya hazırız. Yardım istesinler. ‘Tarımı, eğitimi, şehirleşmeyi, ulaşımı nasıl çözeceksiniz, ekonomiyi nasıl çözeceksiniz?’ diye sorsunlar. Yardıma hazırız. Bu konularda hazırlanmış politikalarımız var, oturalım ve çözüm bulalım. Kanal İstanbul’un hangi bilimsel gerçekliği var? Kim bunu onaylayabilir? Türkiye’nin ulusal çıkarlarına zarar verilmemesi lazım. Bizim uyarma görevimiz vardır. Biz uyarımızı yapmak zorundayız. Yardıma da hazırız.”

“Suçluların cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız”

Mecidiye taş ocakları ve İtalyan Koyu’ndan kum alınması hakkında da, konuşan Okan Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Mecidiye ziyaretimizin sebebi, kum alınması değildi, taş ocaklarıydı. Erdin Bircan vekilimizin ciddi çabaları vardı. Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Yeni taş ocağı açılmayacağı taahhüt edildi fakat şimdi kapasite artırması ile ilgili çabalıyoruz. Bu son derece yanlıştır. Bu kum alma konusu gündeme gelmeden önce muhtarımızı aramıştım, gitmişken kum olayını da araştırdık. Jandarma komutanı ve ekibi, kum çalınan yeri gösterdi, kumlar akıntıdan dolayı yerine gelmiş. Kimin kumu aldığı konusunda sorduğumuz soruda, muhtarlık ekiplerinin birkaç gündür bu işi yaptığını ve tutanak altına alındığını söylediler. Suçluların cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Doğal sit alanı olan bir yerde bunu savunacak değiliz. Gerekli işlemler yapılacaktır.”

(Haber-Foto: Deniz ÇİL)